Merkez bankası olsun mu olmasın mı?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yüksek hızlı faiz artışları bu yıl İsviçre’nin en önemli bankalarından Credit Suisse’i ve İngiltere’nin emeklilik fonlarını batma noktasına getirdi. Ancak bu önemli kurumlar iflas etmedi ve milyonlarca müşteri mağduriyet yaşamadı (en azından şimdilik). Çünkü merkez bankaları varlık alımı yapmak ya da doğrudan kredi sağlamak gibi yöntemlerle söz konusu kuruluşları kurtardı.

Ancak kripto varlık sektöründe batma tehlikesi ile karşılaşan coin ya da kurumları kurtaracak bir merkez bankası yok. Bu nedenle Luna gibi çok popüler bir coin ve FTX gibi çok büyük hacimli bir borsa bile battı. Daha küçük bir sürü kuruluş ve proje de bunları izledi. Kimse Luna ve FTX’i kurtaracak fonları havadan bedavaya üretip bu coin ya da kurumlara vermedi. Milyonlarca insan, toplamda milyarlarca dolar değerinde varlıklarını kaybetti.

Yoksa klasik merkezi finans, merkez bankası ve sınırsız paranın gerekli olduğu konusunda haklı mı? Baksanıza 2008’de, 2020’de ve şimdi herkesi kurtardılar. Kimse batmadı, kimse mağdur olmadı. Ama kriptoda hemen herkes zarar gördü. Klasik finans merkez bankası ve gerektiğinde istenildiği kadar dağıtılabilmesi için sınırsız üretilen dolar kullanıyor. Satoshi bunlara karşı Bitcoin’i ortaya koyarken yanlış mı yaptı? Hayır! Neden mi? Çünkü merkez bankalarının yaptıkları bugün hayırlı gibi görünse de gelecekte çok daha büyük problemlere yol açacak.

Merkez bankaları öncelikle ticari bankaları ve elbette banka sahiplerini korumak için kurulur. 2008’de, 2020’de ve başka zamanlarda basılan paralar bankalara ve büyük şirketlere verildi. Onlar da bu paralar ile borsalara girip hisse fiyatlarını şişirerek kendi zenginliklerine zenginlik kattılar. Gelir dağılımı iyice bozuldu. Fakat en önemlisi ekonomide risk ve fiyat algısı bozuldu.

Merkez bankaları her seferinde yanlış riskler almış, hatalı gelir modelleri ile iş yapan ve çoktan piyasadan çıkmış olması gereken şirketleri kurtardı. Böylece artık dünya ekonomisinde bir zombi şirket sorunu var. Yani elde ettiği gelir, borcunun faizini bile karşılayamayan firma sorunu. ABD’de zombi firmaların ekonomi içindeki payı 90’lı yıllarda neredeyse sıfırken, bugün her 5 şirketten biri zombi. Bunların arasında Netflix, Ford, Tesla, Boeing gibi çok ünlü markalar var. Aşağıda yer alan grafikte görebilirsiniz.

Böylece ekonominin gerçek üretici güçleri zombiler arasında boğulur. Piyasaya daha az mal ve hizmet girerken merkez bankaları daha çok para üretmeye devam ettiğinde kaçınılmaz olarak yüksek enflasyon başlar. Herhangi bir merkez bankası bir kez sınırsız para basıp piyasaya sürerek ekonomiyi kurtarmaya ve canlandırmaya kalkıştığında bunun sonu daima hiperenflasyon olur. Tarih bu sürecin örnekleri ile doludur.

Çin’de 7. yüzyıldan itibaren kağıt para kullanılıyordu. Yuan Hanedanı ve Kubilay Han zamanında devlet ilk kez yoğun biçimde kağıt para basmaya başladı. Ancak bu kağıt para yine de gümüş ya da ipek gibi mallara dayalıydı. Yani bu mallar ile sınırlandırılıyordu. 1307’de Tahta geçen Külüg Han ise altın ve gümüş gibi sınırlı paraları tamamen yasaklayıp sadece sınırsız üretilebilen kağıt para kullanmaya başladı. Başlangıçta ekonomik sorunlar çözülmüş gibi göründü. Ancak Külüg sadece 4 yıl iktidarda kalmasına rağmen enflasyonun yüzde 80’lere tırmanmasına neden oldu. Bundan sonra da halkı kasıp kavuran hiperenflasyon dönemleri başladı.

Sınırsız üretilen kağıt parayı Avrupa’ya getiren ise Johan Palmstruch oldu. İsveç ekonomisi pek parlak durumda değildi. Rakiplerinin gerisinde kalıyordu. Palmstruch, İsveç Kralı’na merkez bankası kurulması için iki teklif sundu. Bunlar reddedildi. Üçüncü öneride bankanın gelirinin yarısını devlete vereceğini söyleyince bu defa teklif kabul edildi. 1657’de lke tarihinin ilk merkez bankası kuruldu. Palmstruch müşterilerin bankaya yatırdığı altın ve gümüş paraları dışarıya kredi olarak vermeye başladı. Ancak müşteriler mevduatlarını kısa sürelerde çekmek isterken, altın ve gümüşü kredi olarak alanlar çok daha uzun vadelerde geri ödeme yapıyordu. Bu sorunu aşmak için Palmstruch altın ve gümüş yerine geçen sınırsız kağıt para basmaya başladı. Altın ve gümüşünü çekmek isteyen müşterilere bu kağıt paralar verildi. İlk zamanlarda sistem çok iyi çalıştı. Krediler arttı ekonomi canlandı. Kral Palmstruch’a ödüller ve ünvanlar yağdırdı. Ama Palmstruch sınırsız para üretme yetkisi olan her faninin düştüğü hataya düştü. Bir süre sonra gerekli karşılıklar olmadan da kağıt para bastı. Böylece aslında o kredileri hak etmeyen, kötü durumda olan tüccar ve üreticiler de kredi sahibi oldu. Elbette kötü yönetilen krediler yoğun biçimde batmaya başladı. Sonuçta 1668’de herkesin kağıdı bırakıp altına hücum etmesiyle banka çöktü. Palmstruch tüm ünvanlarını ve servetini kaybetti ve kalan ömrünü hapiste geçirdi.

Bir başka ilginç örnekte Fransa ve İspanya, Veraset Savaşları nedeniyle ekonomik olarak tükenmişti. Dış politikada barış ortamı sağlayıp ekonominin yavaş yavaş toparlanmasını beklemek, dönemin hükümdarı Orleans Dükü’nün işine gelmedi. Bu nedenle asıl mesleği kumarbazlık olan İskoçyalı ‘ekonomist’ John Law göreve getirildi. Law, 1716’da ‘Banque Generale Privee’ ismiyle ülkenin ilk merkez bankasını kurdu. Bu banka bastığı sınırsız kağıt para ile ekonomiyi canlandırmak istedi. Fransa’nın o dönemde ABD’de geniş toprakları vardı. Bu toprakları işletmek için Mississippi Şirketi kuruldu ve merkez bankası bastığı paralar ile bu şirketin hisselerini satın alarak fiyatları yukarı itti. Ekonomide işler yoluna girmiş, Orleans Dükü keyiften dört köşe olmuştu. Dük, John Law’a ödül üstüne ödül veriyordu. Mississipi ve diğer hisseler yükselince halk borsaya hücum etti. Fakat gerçek bir üretim artışı olmadan yükselen borsa kısa süre sonra çakıldı. Herkes kağıt parayı bırakıp tekrar altın ve gümüş istedi. Devlet altını yasaklayıp gösterilerde 50 kişiyi öldürdüyse de panik durmadı. 1720’de hem banka hem de şirketin çöküşüyle macera acı bir biçimde sona erdi. John Law, merkez bankacılık sayesinde elde ettiği bir saray ve en az 21 şatoyu satarak Paris’ten kaçmak zorunda kaldı.

Tüm bu örnekler ve benzer olaylar aynı zamansal süreci izliyor: 

1-Devlet ya da merkez bankasının ekonomiyi kurtarmak ya da canlandırmak için sınırsız para basması. 
2-Bu sınırsız paranın ekonomide risk algılarını bozması. Krediyi hak etmeyenlerin de kredi alması. Borsa, emlak vb varlıklarda müthiş fiyat artışları yaşanması.
3-Zombi üreticiler nedeniyle kredilerin batması ama sınırsız paranın artmaya devam etmesi. 
4-Nihayet tüketim mallarında da fiyat algısının bozulması. Yüksek enflasyon, hiperenflasyon ve çöküş.

Bugünün sınırsız paracıları o kadar arsız ki Johan Palmstruch ve John Law gibi başarısız isimleri bike kitaplarda hala finansal yenilikçi ya da ekonomist olarak gösteriyorlar. Ayrıca “merkez bankası ve sınırsız para olmadan bir ekonomi mümkün değildir” diye kesin bir ideolojiyi her yerde pompalıyorlar. Oysa bu da tamamen yalan! Günümüzde sınırsız paracılığın lideri olan ABD’de 1836-1913 arasında tam 77 yıl bir merkez bankası yoktu. 1873-1913 Arasında ise ülke, sadece yüzde 100 altına dayalı sınırlı rezerv para basılan Altın Standardı’nı uyguladı ve bu dönemde tarihinin en yüksek büyüme oranlarını yakaladı.

Evet belki acımasız ama kripto piyasalarında en ufak hata yapanlar bile feci şekilde cezalandırılıyor. Piyasadan silinip atılıyorlar. Böylece gerçekten iş yapan projeler ve kurumlar yaşamaya devam ediyor. Sağlıksız olan hücreler ise ekosistemden dışarı atılıyor. Elbette daha çook temizlik yapılabilir. Klasik sınırsız paracı finans yaptığı hatalarla hiperenflasyona ne kadar çok yaklaşırsa önümüzdeki yıllarda başta sınırlı para Bitcoin olmak üzere kripto varlık da bundan o kadar olumlu etkilenecek. Elbette fiziki sınırlı paralar altın ve gümüş ile birlikte.

Oysa klasik finansta bugün iyi gibi görünen olaylar yakında çok daha kötü sonuçlara yol açacak. 2008 Krizi’nden itibaren ABD yanlış riskler almış banka ve büyük şirketleri kurtarmak için 200 yıllık tarihinde ürettiği rezerv paranın yaklaşık 8 katını sadece 14 yılda piyasaya sürdü. Evet şimdilik kimsenin batmasına izin vermiyorlar. Ancak verimsiz şirketler de hala bol bol kredi alıyor. Üretim artmıyor. Buna rağmen 2022’deki düşülere rağmen borsa ve emlak piyasalarında senelerdir gerçek fiyatların çok çok üzerine çıkıldı. Bu yıl itibari ile enflasyon da patladı. Şimdi panikle enflasyonu bastırmak istiyorlar. Bu yeni çöküşlerin kapısını açıyor. Yine sınırsız para ile bu çöküntülerin üzerini kapatıyorlar. Yakın dönemde küresel ekonomi tamamen dibe vuracak ve asıl büyük sınırsız para basma operasyonu o zaman başlayacak. Mecburlar çünkü hem başka çareleri yok hem de başka bir yöntem bilmiyorlar.

Yalnız 2008’den itibaren başlayan sınırsız para üretme çılgınlığının bu defa çok önemli bir farkı var: Tarihteki tüm sınırsız para deneyleri yereldi. Hiperenflasyon geldiğinde sadece Roma’yı, sadece Çin’i, sadece Osmanlı’yı, sadece İsveç’i, sadece Fransa’yı, sadece Almanya’yı vs. etkilemişti. Oysa 2008’de tüm dünya merkez bankaları da ABD’nin ardından sınırsız para basmaya başladı. Japonya ve İsviçre gibi ülkeler oransal olarak Amerika’dan bile daha çok rezerv para bastı. Yani bu defa merkez bankalarının üreteceği hiperenflasyon yerel değil küresel olacak! Tarihin en büyük enflasyonunda altın, gümüş ve Bitcoin de tarihin en büyük yükselişlerini yaşayacak.

Haber Kaynağı tr.cointelegraph.com

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
_z_ld_m
Üzüldüm
0
sinirlendim
Sinirlendim
0
hasta_oldum
Hasta Oldum
0
bir_fikrim_geldi
Bir Fikrim Geldi
Merkez bankası olsun mu olmasın mı?
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Blockchainmedya.com web portalında yer alan hiçbir haber öneri veya tavsiye niteliğinde değildir. Doğacak anlaşmazlıklardan Blockchainmedya.com yönetimi sorumlu tutulamaz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Blockchain Medya - Kripto Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!