Ünlü yatırımcı Paul Tudor Jones, hisse senetlerinde düşüş, altın ve Bitcoin’de ise yükseliş beklediğini dile getirdi.
Jones’un tahminindeki iki önemli etmen, İsrail ve Hamas arasında yaşanan çatışmanın artma potansiyeli ve ABD’deki mali koşulların yetersiz durumda olmasıdır.
Jeopolitik problemler, makro belirsizliği artırıyor
CNBC ile yaptığı röportajda Jones, piyasalardaki belirsizliğin azaldığı yönünde fikir belirtmeden önce İsrail ve Filistin arasındaki çatışmayla ilgili olarak dikkat edilen faktörlerden bahsetti. Genel argümanı, olayların daha da kızışması halinde yatırımcıların finansal piyasalarda riskten kaçınma hissiyatının hakim olabileceği yönünde.
Yakın vadede jeopolitik tansiyonun artma potansiyeline karşın, önde gelen ABD endekslerinin tümü ilk iki iş gününde kazanç elde etti. Jones’un haklı çıkması durumunda bu yükseliş kısa vadeli olabilir.
Getiri eğrisi terse döndü
Tarihsel olarak bakıldığında resesyonun en büyük emarelerinden birisi getiri eğrisi olmuştur. 1955 yılından beri yaşanan her durgunluk, 2 yıllık ve 10 yıllık Hazine Tahvillerinin getirileri arasındaki eğrinin tersine dönmesiyle gerçekleşti.
ABD Hazine tahvillerinin 2’li/10’lu getiri eğrisi, temmuz ayında 109,5 baz puan (BPS) gibi düşük bir seviyeyi gördü. Bu seviye, 1981 yılından beri görülmemişti. Bu tersine dönüş, o zamanda bu yana nispeten düzelmiş olsa da kısa vadeli Hazine tahvilleri açısından işler hala kötü görünüyor.
1 aylık ve 3 aylık ABD hazine bonoları şu anda %5,5’e yakın getiri sağlarken, 2 yıllık tahviller %4,96’ya yakın getiri sağlıyor. 10 yıllık getiri %4,65, yani 2s/10s eğrisi 31 baz puan ters çevrilmiş durumda.
Daha düz bir getiri eğrisi, bankaların marjlarının sıkışmasına neden olur çünkü daha düşük oranlardan nakit para borç alırken daha yüksek oranlardan borç verme yetenekleri sınırlanır. Bu durumda da borç verme faaliyetlerinin kısıtlanmasına ve bunun sonucunda da ekonomik yavaşlama yaşanmasına neden olabilir. Bu, aynı zamanda yatırımcıların ekonominin yakın vadeli geleceği hususunda daha az iyimser olduğun anlamını da taşıyor.
Fed’in faiz oranlarını hızlı bir biçimde artırarak enflasyonla mücadele etme girişimi, bunda önemli bir rol oynadı. Daha yüksek faiz oranları, Signature Bank, First Republic Bank ve Silicon Valley Bank’ın başarısızlıklarıyla birlikte bu yıl ABD tarihindeki en büyük 4 çöküşten 3’ünü gören bankacılık sistemi üzerinde ek stres yaratıyor.
Bazı piyasa gözlemcileri, enflasyon oranlarının Fed’in arzu ettiği şekilde düşmese bile, daha fazla ekonomik olumsuzluğu önlemek için 2024’ün başından itibaren faizleri düşürmeye başlaması gerekeceğini düşünüyor.
Daha kolay para politikası ve buna karşılık gelen likidite artışı, kripto piyasaları için yükseliş eğilimi gösteriyor. Faiz oranları, Bitcoin halving döngüsüne girerken düşecek olursa, önemli piyasa hareketleri için ortam hazırlanabilir.
Bitcoin ve altın güvenli liman olarak görülmeye devam ediyor
Tüm bu kaosun ortasında Bitcoin ve altın dirençli olmayı sürdürdü.
BTC son iki işlem gününde %2 oranında düşerken, son 5 günde yatay seyreden altın da aynı dönemde %2 oranında arttı.
Paul Tudor Jones, altın ve BTC hakkındaki pozisyonunu şöyle özetledi:
Hisse senetlerini sevemem ancak Bitcoin ve altını seviyorum.
Jones, daha önce Bitcoin’e %5’lik bir pay ayırdığını ve altın ile birlikte güvenli bir liman olarak gördüğünü söyledi. Tudor, Mayıs 2020’de pandemi sırasında Bitcoin’e varlıklarının %1’ini ayırdığını açıklamıştı.
Tüm bunlar göz önüne alındığında, Paul Tudor Jones haklı olabilir. Hisse senetlerinin düşüp düşmeyeceği ve son yaşanan olaylara karşın risk iştahının devam edip etmediğini zaman gösterecek.