Bir tarafta son dönemin popüler Metaverse’ü var. Metaverse interneti içeren tüm konularda tamamen devrim yapabilir. Ayrıca daha fazla insanın internette gezindiği ve daha fazla işletmenin çevrimiçine geçeceği gelecekte kilit nokta olarak görünmektedir. Öte yandan, iklim değişikliği muhtemelen insan ilerlemesinin en feci sonucudur. Her şey büyük ölçüde, doğanın onu içine çekme yeteneğinin ötesinde artan karbon emisyonlarına bağlıdır. Önemli soru şu ki, Metaverse iklimi etkileyecek mi? Bu yazımızda NFXhaber olarak, Metaverse’ün iklime nasıl bir etki sağlayabileceğini araştırdık.
Metaverse ile Çevresel Karbon Emisyon Hacimleri Azalabilir mi?
Metaverse, sosyal bağlantıları geliştirmek için birbirine bağlı, sürükleyici 3D sanal dünyalardan oluşan bir ağ olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca hemen hemen tüm hizmetlerin mevcut olması nedeniyle gerçek dünya kadar çeşitli ve derinlemesine olduğu söylenmektedir. İlerleyen zamanlarda, hepsi olmasa da çoğu işletme veya kamu hizmeti, bir Metaverse’e sahip olmak zorunda kalacaktır. Dünyanın önde gelen süper güçlerinin orduları bile şu anda geliştirme aşamasındadır. Ayrıca Metaverse’ü bir sonraki rekabet sınırı olarak gördüklerini açıkça belli etmektedir.
Metaverse’ün diğer tüm yeni teknolojiler gibi, çevre üzerindeki etkisi de çelişkilidir. Bir tarafta, önemli ölçüde daha fazla emisyona neden olması tahmin edilmektedir. Ancak öte yandan, verimlilikte çok yüksek düzeyde bir gelişme sunacaktır. Ayrıca başlıca karbon emisyonu üreticileri olan faaliyetleri azaltması beklenmektedir. Çeşitli alanlarda, emisyonlar büyük bir sıçrama yapmaktadır. Hepsi de kavramsallaştırıldığı gibi Metaverse’ü kurmak ve çalıştırmak amacıyla bu çaba içerisindedir. Buna araç olacak çeşitli teknolojiler, oldukça enerji tüketmektedir. Örnek verecek olursak, Blockchain ve sanal gerçeklik örnek gösterilebilir.
Blockchain ve Sanal Gerçeklik
Blockchain, Metaverse’ün başarılı bir şekilde kullanıma sunulmasının en vazgeçilmez parçalarındandır. Tarama hızını ve deneyimini iyileştirmek için ademi merkeziyetçilik ve token’laşmayı birleştirir. Bunu yaparken internetin bir sonraki yinelemesi olarak görülen Web3’ü güçlendirir. Gelişmiş hız ve deneyim, Metaverse’ün birinci önemli noktasıdır. Ancak Blockchain aşırı derecede enerji tüketir. Örnek verecek olursak, Bitcoin bazı ülkelerden daha fazla enerji tüketmektedir. Bu enerjiler, çoğunlukla zor bir kriptografik problemin çözümüne harcanır. Bununla beraber, Metaverse’ün hızla büyümesi ve on yıl içinde mevcut kripto pazarının yaklaşık beş katı değerinde olması beklenmektedir. Bu, önümüzdeki yıllarda gerçekleşmesini bekleyen elektrik üretiminden çok fazla karbon emisyonu anlamına gelir.
Metaverse aslında, yüksek düzeyde birbirine bağlı yüksek çözünürlüklü 3D sanal gerçeklik dünyalarından oluşan devasa bir ağdan oluşmaktadır. Bu ne yazık ki, teknolojinin karbon ayak izi dolayısıyla pek de iyiye işaret değildir. İngiltere Bristol Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma çok endişe verici bulguları gözler önüne serdi. Çözünürlük aralığı 720P ile 1080P arasında olan girişimlerin sadece yüzde 30’u 2030 yılına kadar bulut oyunlarına geçerse, emisyonlar yüzde 29 oranında artış yaşayacaktır. Daha da kötüsü, oyuncuların yüzde 90’ı geçiş yaparsa, endüstriden kaynaklanan karbon emisyonlarında yüzde 112’lik bir artış gerçekleşecektir.
Nasıl Önlemler Alınacak?
Elektrikli araçlar çok enerji dostu bir yenilik olarak kabul edilmektedir. Öte yandan, Lityum ve Kobalt madenciliği, bunların pil üretim tesislerine gönderilmesi ve pillere dönüştürülmesi süreci büyük bir CO2 yayıcıdır. Şimdi bunlardan yola çıkarak Metaverse’ün neler yapabileceğini yakından inceleyeceğiz. İlk olarak, ulaşım tabanlı emisyonlara bir çözüm olarak Metaverse, teknoloji için en sağlam argümandır. Aynı zamanda muhtemelen dünyanın yaşayabileceği en etkili yeşil hareketlerden biridir. Bunun nedeni, ulaşımın küresel karbon emisyonlarının yüzde 41’ini oluşturmasıdır. Diğer çözümler, her kilometre için emisyonları azaltmayı hedeflerken, Metaverse seyahat ihtiyacını tamamen ortadan kaldırmaktadır.
İkinci olarak, bilgi işlem emisyonları dikkat çekiyor. Emisyonlar, elektrik üretiminde mevcut teknolojik imkanlar kullanılarak hesaplanmaktadır. Birçok ülke, kömür ve diğer fosil yakıtlı enerji üretim sistemleri gibi emisyonlu kaynaklarını kaldırmaya çalışıyor. İşlem kapasitesi için mevcut veri merkezlerine olan talep katlanarak artış yaşamaktadır. Bu da elektrik tüketimini ve dolayısıyla CO2 emisyonlarını büyük ölçüde artıracağı tahmin edilen alanlardan biridir. Ancak son açıklanan rapor, çok daha farklı bir gerçeğe işaret etmektedir. Bulutta barındırılan ağ iş yükleri ve sunucu depolaması 2018’den 2020’ye yüzde 2600 artış yaşamıştır. Bununla beraber enerji tüketimleri yalnızca yüzde 10 artış yaşadı. Bu etkileyici performans, iş yükünü daha büyük, daha verimli sunuculara kaydırmayla açıklanmaktadır. Mevcut hızlı iyileştirme oranları ile veri merkezlerindeki artışlarla bile enerji tüketimi düşmektedir.
İklim değişikliği, son dönemde dünya çapında politikacılar ve vatandaşlar için en önemli endişe kaynağı olmaktadır. Öngörülemeyen hava koşulları ve yükselen deniz seviyeleri gibi artan küresel ısınma sorunlarıyla birlikte karbon emisyonlarını azaltmak herkes için bir endişe kaynağıdır. Metaverse, tam da bunu gerçekleştirmede çok etkili olmayı vaat etmektedir. Metaverse, dünyanın önde gelen kirletici sektörü olan ulaşımla mücadele ederek, karbon emisyonlarını büyük ölçüde azaltma olasılığını yaratmaktadır.
